Haber: GAYE ŞEYMA CAN/ Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Cemal Canpolat, CHP İstanbul İl Başkanlığı için aday olduğunu açıkladı. Canpolat, “İstanbul’u alacağız, Türkiye’yi alacağız, Cumhurbaşkanlığı’nı alacağız. Yılgınlık yok, suskunluk yok, korkaklık yok. Bize oy veren 25 buçuk milyon adına direnmeye, mücadele etmeye, onların onurunu korumaya hazır mısınız? 25 milyon oy veren yurttaşlarımızın her birine saygılar sunuyorum, her birine hürmetler sunuyorum… Bu düzeni değiştireceğiz. Emeğin, yoksulun, işçinin düzenini kuracağız. Bu düzeni değiştirmeye hazır mıyız?” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanlığı’na, daha önce İl Başkanlığı görevinde bulunan Cemal Canpolat, aday olduğunu, bugün il başkanlığı önünde açıkladı. Canpolat, “Bu çınarın gölgesinde Türkiye’nin ötekilerine, farklı düşüncede olanlara, bizim gibi düşünmeyenlere, tıpkı Cumhuriyet’in kurulduğu gün gibi herkesin yeniden bu ulu çınarın altında toparlanmasının mücadelesini vereceğiz” diye konuştu.
Cemal Canpolat’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“YENİDEN AYAĞA KALDIRMAYA HAZIR MISINIZ?: Artık yeniden ayağa kalkma zamanının geldiği CHP örgütü, ayağa kalkmaya hazır mı? Bu saltanat düzenini yıkmaya hazır mı? Parti içerisinde barışı, sevgiyi yeniden yeşertmeye hazır mı? Belediye başkanlarının, il başkanlarının, ilçe başkanlarının, merkez yöneticilerin, bütün örgütün, sahipsiz olan örgütün, kimsesiz olanlarla birlikte barış içinde yeniden ayağa kalkmaya hazır mıyız?
CHP’DE GÖREV VERİLİR: Buraya, il başkanı oldunuz, neden bir daha oldunuz sorusu sorulmadan önce kendim cevap vereyim; CHP’de görev verilir, ihtiyaç duyulduğu anda CHP’nin herhangi bir alanında ilçe yönetiminde, ilçe başkanlığında, komisyonda CHP’de çaycılık yapma görevi de verilse biz bu görevi yapmaya hazır olduğumuzu verilen görevi yapmaya hazır olduğumuzu söylemek istiyorum.
İŞÇİLERLE BERABER GREV DAYANIŞMASINDA YER ALDIK: Biz daha önce il başkanı seçildiğimizde toplumun farklı kesimleriyle dışarıda kalan, itilen, sahipsiz olan, kimsesiz olanlarla bir dayanışma, birliktelik örneği vermiştik. Kongreyi aldığımızın ikinci günü, partimizin en az oyu alan, dışlanan, itilen, Anadolu’nun her tarafından gelen, en çok işsizin olduğu Sultanbeyli’ye gittik. Gittik mi karda, kışta? Gittik. Sultanbeyli’yi ayağa kaldırdık mı? CHP’nin tüzüğünde sermayenin de emeğin de ama tercihinin emek olduğu yazılı olduğunu hepimiz biliyoruz. İkinci gün nereye gittik? Paşabahçe işçilerinin grevine katıldık. İşçilerle, emekçilerle beraber grev dayanışmasında, sahipsizlerin yanında yer aldık mı? Aldık.
KÜRTLERİN SORUNUNA BİRLİKTE SAHİP ÇIKACAĞIMIZI SÖYLEDİK: Arada bir hafta geçtikten sonra Türkiye’de itilen, sahipsiz, yalnız bırakılan, doğu, güneydoğunun öteki sayıldığı Kürtlerin yok sayıldığı bir dönemde 120 kişilik bir heyetle hem de Sur olaylarının olduğu dönemde Diyarbakır’a birlikte gittik mi? Biz o gün Diyarbakır’a gittiğimizde rahmetli Tahir Elçi’yi ziyaret ettikten sonra Diyarbakır Valiliği’ne gidip brifing aldık. Onun arkasından gidip Sur’da 35, 40 gün Sur’a giremeyen yurttaşlarımızla barış türkülerini söyledik. Birlikte 183 tane sivil toplum örgütüyle Kürt yurttaşlarımızla birlikte bu ülkede hiç kimse ayırmayacağını, barış içinde, birlikte özgürlük içinde yaşayacağımız, Kürtlerin sorununa birlikte sahip çıkacağımızı söyledik mi? Söyledik.
BİZ O GÜN GÖRDÜK BUNLARI: Şimdi o gün inşa ettiğimiz o alan üzerine partinin son Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu alanlar üzerine inşa edilmiş oldu. Biz o gün emeği, dışlananları gördük. Peki ne yaptık? Hiç kimsenin, İstanbul’un arka yakasına gitmediği bir dönemde Gaziosmanpaşa’da, Sultangazi’de sokakta halkla, ötekilerle bütünleşerek yalnızlarla, sahipsizlerle birleşerek İstanbul’un arka yakasını ayağa kaldırdık mı? Kaldırdık. Tam bu süre içerisinde İstanbul’da hızla bir AKP baskısının hem aşağıda yerel yönetimler baskısının en etkili olduğu dönemde o gün biz İstanbul’da kimsenin tanımadığı bir küçük belediye başkanı olan, şu anki Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nu, Kadir Topbaş görevden alındıktan sonra elini kaldırıp büyükşehir belediye başkan adayı yaptık mı? Biz o gün gördük bunları.
BAĞ KURDUK: Dışlanan, ötekileşen sendika alanlarını bağ kurarak 21 sendika başkanından oluşan komisyonlar kurarak sendikal alanla bütünleştik. Sendikacılarla ilk kez uzun süre sonra bağ kurduk. Bir mücadele alanı yarattık… Öteki sayılan, geçimini kağıt toplamakla elde eden kağıt toplayıcıları ile o gün Genel Başkanımızla buluşturup kağıt toplayıcılarıyla ötekilerle birlikte İstanbul’da yeni bir alan yarattık. ve CHP’nin programına kağıt toplayıcılarının olduğu alanda hem yönetici hem de belediye meclis üyesi seçmesini o dönemki yönetmeliklerimize koyduk.
ÖRGÜT BİZİ MAHCUP ETMEDİ: Genel Başkanımız, milletvekillerimiz tutuklandığında Ankara’da bir tek eline pankart alarak bu ülkede bütün sahipler, bütün hukuk mağdurları, yalnız bırakılanlar için adalet pankartını alarak dünyanın Gandi’den sonra en büyük yürüyüşünü Ankara’dan İstanbul’a kadar o büyük yürüyüşü, Adalet Yürüyüşü’nü yaptık mı? Biz Genel Başkan’a katkı sunmak için İstanbul’un bütün STK’ları ile Maçka Parkı’nda bir araya geldik. 21 STK başkanı ile mektuplaşarak Maçka Parkı’nda buluşturduk. Peki sonra, İstanbul’da 200 bin kişi, ‘olmaz’ diyenlere inat İstanbullular, Türkiye, İstanbul örgütü bizi mahcup etmedi.
ULU ÇINARIN ALTINDA TOPARLANMANIN MÜCADELESİNİ VERECEĞİZ: 100 yıl önce yedi düvele karşı mücadele etmiş, uluslararası sermayeyi, emperyalist güçleri, Anadolu’da Çanakkale’de denize döken Türkiye halkı, büyük çınarın üyeleri, bu gerici saltanata karşı mücadele verip gericiliği yenen, uluslararası sermayeye diz çöktüren, tam bağımsız Türkiye’yi kuran büyük çınarın üyeleri; sevgilerin, yeniden bu çınarın ayağa kalkmasına ihtiyacı vardır. Bu çınarı ayağa kaldırmak için geldik… Bu çınarın gölgesinde Türkiye’nin ötekilerine, farklı düşüncede olanlara, bizim gibi düşünmeyenlere, tıpkı Cumhuriyet’in kurulduğu gün gibi herkesin yeniden bu ulu çınarın altında toparlanmasının mücadelesini vereceğiz.
GENEL BAŞKANIMIZA SALDIRARAK YENİ BİR ŞEY YAPAMAZSINIZ: CHP’yi öyle kimse yandaş televizyonlara el sallayarak, parmak göstererek tepeden kimse CHP’yi dizayn edemez. Bir yenileşmeye ihtiyaç var mı, elbette var, yeni kadrolara ihtiyaç var mı elbette var. Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunda oturan Genel Başkanımıza saldırarak, itibarsızlaştırarak, siz CHP’ye yeni bir şey yapamazsınız. Biz bu yenileşmeyi birlikte yapacağız.
HANGİ TAVRI KOYDUNUZ: CHP’de yenilenme olacak, nasıl olacak? Yukarıda üç, beş medyanın yönlendirmesiyle tepeden söylemlerle 25, 30 yıldır bu partide milletvekili olup hiç değişmeyenlerle değişimi sağlamak mümkün değildir. Ne ile yapacağız, nasıl yapacağız bu değişimi? CHP, yönetiminde olacaksın, 20 yıl bir tek şeye muhalefet etmeyeceksin… 20 yıl bir tek şeyi eleştirmeyeceksin, 20 yıl bir kez önseçim demeyeceksin, önseçim kaldırıldığında kaldırılması için el kaldıracaksın, 20 yıldır 45 il başkanını son seçimde 45 il başkanı aday olduğunda bunun 40 tanesini milletvekili listelerine koymayacaksınız… Hangi değişimden hangi tavrı koydunuz bu örgütün lehine?
SİZ BU MÜCADELEYE HAZIR MISINIZ?: Daha dün seçimden önce söylenenlerle seçimden sonra tersini yaptığı, yaşamın her alanında işçinin, emeklinin, yoksulun, sahipsizin mağdur olduğu, evine ekmek götüremeyen işsizler için, torununa harçlık veremeyen emekliler için aday oldum. Bunların haklarını ayağa kaldırma için sizinle birlikte mücadele etmeye geldim. Siz bu mücadeleye hazır mısınız?
İSTANBUL’U ALACAĞIZ, TÜRKİYE’Yİ ALACAĞIZ, CUMHURBAŞKANLIĞI’NI ALACAĞIZ: CHP’nin İstanbul adayını, Sayın İmamoğlu’nu belediye başkanı yapmaya hazır mısınız? İstanbul’u alacağız, Türkiye’yi alacağız, Cumhurbaşkanlığı’nı alacağız. Yılgınlık yok, suskunluk yok, korkaklık yok. Bize oy veren 25 buçuk milyon adına direnmeye, mücadele etmeye, onların onurunu korumaya hazır mısınız? 25 milyon oy veren yurttaşlarımızın her birine saygılar sunuyorum, her birine hürmetler sunuyorum. Eksiklerimiz, yanlışlarımız oldu ama bu dönem sisteme, düzene karşı mücadele verilen bir dönemdir. Bu düzeni değiştireceğiz. Emeğin, yoksulun, işçinin düzenini kuracağız. Bu düzeni değiştirmeye hazır mıyız? Yeniden İstanbul’da başlayarak partideki sevgisizliği ortadan kaldıracağız. Partimizi yeniden bir büyük aile, büyük çınarın gölgesi altına herkesi toplayacağız. Dışarıya vereceğimiz bir tek kişi yok. Kırıp dökeceğimiz bir tek kişi yok. Partinin tamamını kucaklayacağız, dışarıda kalanlar kucaklayacağız. Sevgiyi, başarıyı, emeği öne koyacağız, liyakati öne koyacağız ve CHP’de kavga dönemini bitireceğiz, yeniden CHP’nin, Mustafa Kemal Atatürk’ün yedi düvele karşı savaştığı tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyacağız. Mücadelesini yürüteceğiz. İyi ki geldiniz, güç verdiniz.”